Skip to main content

önce tabağındakileri bitir sonra pasta yersin

Yeni yıla girdiğimde nur topu gibi yeni yazılar yazarım derken birden bire soğukalgınlığının çelik pençelerinde kıvranmaya başladım. Önce boğazımda bir gıcıklnma ve sesimi kaybettim sonra tüm hayat enerjimi. Günlerce yataktan çıkamadım. Sınırsız turşu yiyip boğazıma sirke bastıktan ve bilimum ilaç yüklemesini yaptıktan sonra bugün biraz kendime gelebilmiş vaziyetteyim.

Insan hasta olduğunda ve hayatta hiçbirşeye gücü yetmediğinde gerçekte kendisi için neyin önemli olduğunu düşünecek vakit bulabiliyor. Allahım dedim kendime enerjimi vaktimi nelerle geçirmişim. Bir hedef uğruna uğraşmak güzel de acaba kuyruğunu kovalayan kedi gibi hayatın her anında kendini işe koşmanın anlamı var mı? Böylece sıcak ve viks kokulu yatağımda yatarken bazı kararlar aldım. Bu kararlar hep tek bir karar etrafında toplandı aslında: 
>> Kendime ve yapmak istediklerime zaman ayırma kararı!

Bunu yapabilmemin tek bir yolu var o da zamanımı iyi yönetmek. Çünkü ne yazık ki "herşeyi bırak sevdiğin işi yap" felsefesi bana biraz zorlayıcı ve gönüllü köleliği çağrıştırdığı için bana göre bir felsefe değil. Önce sorumluluklarımızı kabul edip yapmak lazım. Çocukluğumuza geri dönelim lütfen: Pasta yemek istiyorsan önce tabağındaki yemeği bitireceksin.

Bakalım hastalıktan kalktığım biraz da gözümü açtığım bu günlerin devamı, İK kariyerim nerelere götürecek beni.

Comments